rosenhan deneyi ne demek?

Rosenhan Deneyi

Rosenhan deneyi, akıl hastalığı tanılarının geçerliliği ve psikiyatrik kurumlardaki damgalanma etkilerini araştıran önemli bir çalışmadır. 1973'te psikolog David Rosenhan tarafından yürütülmüştür.

Deneyin Amacı:

Deneyin Yöntemi:

Rosenhan ve yedi sağlıklı gönüllü, çeşitli akıl hastanelerine başvurmuşlardır. Başvuruda, tek belirti olarak "boş" veya "tok" kelimelerini duyduklarını söylemişlerdir. Bu belirtiden sonra, hastanede normal davranmaya başlamışlar ve hastane personelini ikna ederek taburcu olmaya çalışmışlardır.

Deneyin Sonuçları:

  • Tüm sahte hastalar hastaneye yatırılmış ve şizofreni tanısı almışlardır.
  • Hastanede ortalama 19 gün kalmışlar (en kısa 7, en uzun 52 gün).
  • Normal davranışları bile hastalık belirtisi olarak yorumlanmıştır (örneğin, not almak "yazma davranışı" olarak etiketlenmiştir).
  • Taburcu olduktan sonra bile, "remisyonda şizofreni" tanısı almışlardır.
  • Hastane personeli, sahte hastaları fark etmemiştir, ancak bazı gerçek hastalar durumdan şüphelenmiştir.

Deneyin Önemi ve Eleştirileri:

Rosenhan deneyi, psikiyatri alanında önemli tartışmalara yol açmıştır. Akıl hastalığı tanılarının öznel ve bağlamsal olabileceğini göstermiştir. Ayrıca, akıl hastaneleri'ndeki insanlık dışı koşullara ve damgalama'nın yıkıcı etkilerine dikkat çekmiştir.

Ancak, deneyin metodolojisi ve etik yönleri de eleştirilmiştir. Sahte hastaların akıl hastaneleri'ni yanıltması ve kaynakları tüketmesi eleştirilmiştir. Ayrıca, deneye katılan kişilerin sayısının azlığı ve bulguların genellenebilirliği konusunda da eleştiriler bulunmaktadır.